29 Mart 2015 Pazar

SONSUZ DÖNGÜ İÇİNDE İNSAN

Hep bir arayış içindedir insan,namazsız ezandan,ezansız namaza kadar uzanan süreçte.
Doğar, emeklemeyi ister.
Emekler,yürümeyi ister.
Yürür, koşmayı ister.
Küçüktür,büyümeyi ister.
İlk okula başlar,üniversiteyi bitirmek ister.
Ödevini yaparken,işte çalışmak ister.
İlk sevgi ile karşılaşır,evlenmek ister.
Sınırsız oranda sevmek,sevilmek ister.
İster...
İster...
Bu istekler ne biter,ne tükenir.
Ta ki...
Gün gelir herşey tersine döner. Artık birey gelişmiş ve doyuma ulaşmış süper egosunun esaretinden kurtulup aksi şeylerin özlemiyle yanar da yanar.
Kaybettiğinde sevgiliye,
Yitirdiğinde sağlığa,
Meşgulken boş zamana,
Ölüm ayırınca,yaşadığında kıymetini bilmediğine.
Hani anımsarsınız,sokakta oynadığınız arkadaşlarınızı.
Bazen sadece simaları canlanır gözünüzde, bazen isimleri.
Ama taptaze durur dimağınızda o riyasız o saf arkadaşlıklar ve birlikte geçirilen doyumsuz anlar.
Sonra bir suret belirir hafızanızda.
Gözlerinizde nem,yüzünüzde asıklık,yüreğinizde bir burukluk ile canlanan bir sevgili sureti.
Sonra Hâk'ka yürüyen yakınlarınız geçer film şeridi gibi gözünüzün önünden. Hemen ardından dünyaya gelen bebekliklerine şahit olduğunuz güzellikler.
Ve bu yağmur sonrası parıldayan güneş etkisi yansıtır yüzünüze konan tebessüme .
Bu kısır döngü yaşam boyu sürer de sürer.
Özlemek fitratında var insanın.
Lakin saniyeler hep ilerlemekte ve ömür geçmekte. Bizlere düşen geri dönüş şansımız olmayan sürdüğümüz şu fani yaşamı her anı güzel anılar ile bezenmiş,her yadedişte yüzümüze tebessüm yayacak,yüreğimizi huzurla dolduracak şekilde yaşamak değil mi?
Merhum şehit ağabeyim Muhsin Yazıcıoğlu'onun dediği gibi "Bir anına dahi hükmetmekten aciz olduğumuz üç günlük fani dünya için fırıldak olmaya gerek yoktur."
Vakit geçiyor,ömür tükeniyor. Kul hakkına girmeden, hakkaniyet çizgisinden sapmadan,iyilik ve güzellikler ile anılacak,sevgi ve huzur dolu mutlu bir yaşam sürmekten bizi alıkoyan nedir acaba?
Her geçen saatte geriye güzel anılar bırakmak gerekmez mi?
Unutmayınız canlar,her ne şekilde yaşarsanız yaşayın vakit daralıyor ve gün akşama,yaşam ölüme doğru hızla yol alıyor.
Her anınızın size sağlık, huzur,mutluluk ve güzellikler getirmesi ve hafızalarınızda latif hatıralar bırakması duası ile.
En Güzel ve Malik-ül Mülk Olan'a emanetsiniz.
Fatih ÇALTI
Stratejik Danışman ®
{®Telifli yazıdır. İktibassız paylaşıma açıktır.}

Posted via Blogaway


®Fatih ÇALTI Stratejik Danışman

28 Mart 2015 Cumartesi

Değişmem...


"Sarayda değil bir çadırda yaşasam dahi Yarin sevgi dolu gözlerine bakarak ve huzuru katık ederek yediğim kuru ekmeğin tadını vallahi değişmem,billahi değişmem dünyanın servetine." ®
Fatih ÇALTI

7 Mart 2015 Cumartesi

EY YAR


Sen ne güzel bir şeysin ey yar.

Hem çilemsin,hem sevincim.
Hem sevdamsın,hem hasretim.
Hem Sılamsın,hem gurbetim.
Sen ne güzel bir şeysin ey yar.

Hem gecemsin,hem gündüzüm,
Menzilimde özlemimsin,iki gözüm.
Dilimden dökülen her bir sözüm.
Sen ne güzel bir şeysin ey yar.

...
Fatih ÇALTI
08 mart 2015 02:10

Her an hayalimde,hem düşümdesin.
İstisnasız her bir nefesimdesin.
Hem canım sevdam,hem helalimsin.
Sen ne güzel bir şeysin yar.

4 Mart 2015 Çarşamba

Musul Muzesinin tahrip edilmesi


Musul müzesi ni talan edip tüm eserleri tahrip edenlerin zihniyeti daha önceki çağlarda da yaşanmıştı.
Tüm haçlı seferlerinde müze ve kütüphane talanı olağandı.
Tek fark onlar eserleri kendi ülkelerine naklediyorlardı.
Bu fikir fukarası,gayrimeşru zihniyet mahsulleri gibi yok etmiyorlardı.
Heykelleri put diye kırıp yok ederken kitaplara hangi düşünce ile zarar verdikleri konusunda taktir siz okuyucularımındır.
Belki insanlık bu gün bunun zararlarını ve gelecekte oluşturacağı kayıp zaman aralığının tahribatını görmezden gelebilir lakin bu yarınlarda insanlık tarihinde bir leke olarak kayıtlara geçecektir.
Hem musebbipler hemde onlara lojistik ve stratejik destek sağlayanlar ise üzerlerine okunacak lanetten kurtulamayacaklardır.