13 Nisan 2015 Pazartesi

ALGI SAVAŞINDA TAM GAZ İLERİ Cumhuriyet'ten Erdal Atabek' in yazısı

AKP'NİN SEÇİM TAKTİĞİ DEŞİFRE OLDU !
Bilinmelidir ki, önümüzdeki seçim de bir “psikolojik savaş” olarak sürdürülecektir. Seçim mücadelesinin görünmeyen yanı budur. Psikolojik savaşı kazanan seçimi de kazanır."
AKP'nin Seçim Taktiği Deşifre Oldu !

13 Nisan 2015 Pazartesi 19:44

AKP'nin yıllardır seçimlerde 'algı yönetimi'ni kullandığını ifade eden Cumhuriyet'ten Erdal Atabek, alıştırma, meşrulaştırma, örtme ve unutturma gibi yöntemlerle bu sürecin nasıl işlediğini örnekleriyle anlattı. Erdal, önümüzdeki seçimlerde de aynı bu yöntemin kullanılacağını belirtti.

İşte, Atabek'in o yazısı:

Algı Yönetimi (1)

Seçime giderken “algı yönetimi” çok büyük bir önem taşıyor. “Algı Yönetimi”, olayları, kişileri, geçmişi, geleceği zihnimizde oluştururken “olduğu gibi” değil, “istendiği gibi” oluşmasının sağlanmasıdır.

Bu konu pazarlama tekniklerinde, satış psikolojisinde, ürün markalarında, okul seçimlerinde, kısaca seçmenin rol oynadığı her yerde önem taşımaktadır.

Seçimlerde bu konunun önemi fark edilmiş, her yolla bu konuda seçmeni etkileme yöntemleri kullanılmıştır. Önümüzdeki seçimler de bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Özellikle iktidar partisi olan AKP, yıllardır bu yöntemi başarı ile kullanmaktadır. En yaygın kullanılan yöntem “alıştırma”dır.

Alıştırma

“Alıştırma” yöntemine en çarpıcı örnek R.T. Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde başlayıp cumhurbaşkanı olduktan sonra da sürdürdüğü “başkanlık” önerisidir. Kendi düzenlediği ya da katıldığı her toplantıda dile getirilen “başkanlık” istemi, artık kulaklara geldiği zaman “alışılmış etki” yapmaktadır. Bu etki bir süre sonra, zihinsel tartışma gibi, zihinsel değerlendirme gibi işlemleri durdurmakta, sözleri olduğu gibi kabul etme etkisi yapmaktadır. Alıştırmanın bir diğer sonucu da kabul etme olmakta, zihinlerde kabul etme işlemi sorgulamayı ortadan kaldırmaktadır.
“Alıştırma” yöntemi “paralel yapı” olarak dillendirilen Gülen Cemaati olayında da uygulanmış, bu yolla yapılan beyin yıkama ile uzun yıllar yapılanların AKP-Cemaat işbirliği ile yapıldığı izlenimi silinmeye çalışılmıştır. Başarılı olmadığı da söylenemez.

Meşrulaştırma

“Meşrulaştırma”, insanların zihinlerinde “ne var ki bunda?” algısı yaratmakla sağlanır. Bu yöntem, 17-25 Aralık soruşturmalarının kapatılmasında kullanılmıştır. Kaydedilen telefon konuşmalarının, ayakkabı kutularında bulunan paraların, para kasalarının ortaya çıkmasından sonra yapılan açıklamalar bu amaçlıdır:
Konuşmaların montaj olduğu,
Paraların devletin olmadığı,
İmam hatip okulu yapma amaçlı olduğu,
Cami yapımında kullanılacağı,gibi açıklamalara temel olarak da bu olayın ortaya atılmasının, “paralel yapı”nın hükümet darbesi amacına yönelik olduğu savı, budur. Meşrulaştırmanın temel sloganı olarak da, “çalıyorlar ama çalışıyorlar” klişesi kullanılmakta, bu klişenin de yaygın kabul görmesine çaba harcanmaktadır.

Örtme

“Örtme”, bir yöntem olarak kamuflaj gibi, sislendirme gibi yollarla her alanda kullanılmaktadır. AKP tarafından bu yöntem, Kaçak Saray olayında etkin olarak kullanılmıştır.

Sarayın milletin malı olduğu, bu büyük millete yakıştığı, milletin alışık olduğu temaları ısrarla işlenmiştir. Bu arada “saray” da çeşitli zamanlarda halka açılmış, muhtarlarla toplantılar yapılarak, çeşitli davetlerle “halkın sarayı” izlenimi verilmeye çalışılmıştır.
“Örtme” yöntemi dört eski bakanın yolsuzluk iddialarında da kullanılmış, eski bakanın kolundaki saatin üzerinden yürütülen kampanya, bu amaçla ısrarla sürdürülmüştür.

Unutturma

Algı yönetiminin bir başka yöntemi “unutturma”dır.
Üzerinde konuşmama, konuyu kesme, hiç sözünü etmeme, sanıldığından çok daha etkili bir yöntemdir. Bellek bir süre sonra olayı zihinden siler. “Kısa bellek” iki günlük bellektir. Medya belleği ise 24 saattir. Ertesi gün başka olaylar gündemdedir ve bellek, olayı unutmuştur.

En yeni olayı anımsayalım: Bülent Arınç-Melih Gökçek tartışmasını bugün konuşan var mı? Bir ara çok konuşulan “gemi-gemicik olayı” kimin aklında yaşıyor?
Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan sarayın “kaçak” olduğu şimdi kaç kişinin aklında ilk günkü gibi yaşıyor?

Neden Yazıyorum?
Bilinmelidir ki, önümüzdeki seçim de bir “psikolojik savaş” olarak sürdürülecektir. Seçim mücadelesinin görünmeyen yanı budur.
Psikolojik savaşı kazanan seçimi de kazanır.



®Fatih ÇALTI Stratejik Danışman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder